Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KIŞ UYKUSU

     (Aşağıdaki yazı film bitiminde bilinç akışı tekniği ile kaleme alınmıştır.)    Kıskançlık...    Ayna çekimi kullanımı ve insanların birbirlerine konuşmalarıyla adeta ayna tutması.   Işık gölge oyunları.   Oyunculuklar harika.   Herkes başkasının hayatını hunharca eleştirirken kendiyle yüzleşmekten de bir o kadar kaçınıyor.   Kimse bir diğerini beğenmiyor, herkeste küçümser bir hava, yahut beğense dahi belli etmek istemiyor.   Gurur, ego, hayal ve hayalkırıklıkları.   Özgürlüğü hayal etmek ama o kaçışa hiçbir zaman cesaret edememek.   Yalnızlıktan korkmak.   Yaşlılık üzerine, iyi kötü üzerine, doğru dürüst üzerine, pek çok konuda beni düşüncelere sevk eden bir film.   İçselleştirmekte hiç sıkıntı yaşamadığım hatta karakterlerle çok rahat özdeşim kurduğumu düşündüğüm bir film.    Diyalogların uzunluğuna rağmen insanı sıkmaması, adeta kendini seyirci olmaktan çıkarıp orada bulunanlardan biri haline getirecek kadar dinamik bir yapıya sahip olması.    Oyunculuklarla pek çok duygunun

Şipşak 24 Film Tavsiyesi

     Merhaba, aşağıdaki listeyi bir arkadaşımın "kafa yormayan, kolay, akıp giden ve biraz da romantik komedi tarzında filmler" önermemi istemesiyle oluşturmuştum. Belki merak eden olur diye bir kaç küçük düzenlemeyle burada da yayınlamak istedim. İzleyecek olanlara şimdiden keyifli seyirler dilerim. 1)Julie&Julia: Biyografik ögeler taşıyan çok tatlı ve iki farklı dönemde geçen bir yemek filmi. 2)CHEF : Harika bir yemek ve yolculuk filmi ve asla kafa yormuyor. Mutlu ediyor insanı ve acıktırıyor. 3)Little Women (2019): Kitap uyarlaması, kafa yorucu değil ama müthiş hızlı akıyor diyemem bir de çok mutlu ediyor mu bilmiyorum. Yani ben filmi çok sevdim ama filmde çok ağladım. Ama böyle kötü kötü ağlamak da değil yani duygusal ama ajitasyon yok. Emma Watson kötü oyuncu ya. 🙄 Ama filmdeki diğer oyunculuklar harika.  4)Whiplash: Aslında bu tam olarak kafa yormayan, kolay akan bir film değil, mutlu da etmiyor, hikaye de çok akıcı değil. Yani bana göre akıyor ve vuruyor ama ge

İŞE YARAR BİR ŞEY

    Nasıl desem bilmem ki... Hem bir film izledim hem bir kitap okudum hem de tüm anlatılanları ben de yaşadım sanki gözlerimin ekrana kilitlendiği dakikalar boyunca.      Pelin Esmer ve Barış Bıçakçı birlikte yazmışlar filmin senaryosunu, Pelin Hanım ayrıca yönetmiş de. Umarım ikilinin birlikte çalıştığı başka projeleri de görürüz çünkü öyle aktı gitti ki film su gibi, bir yandan da doyurdu gözümü gönlümü, tadı damağımda kaldı demem doğru olmayacak yani bu durumda. Fakat ne yalan söyleyeyim daha bir kaç saat sürseydi de izlerdim, oflamadan. Diyaloglar hiç bitmesin istedim. Diyalog olmayan sahneler geçsin gitsin istemedim. Her ayrıntısı, her bölümü çok güzeldi benim için. Uzun zamandır bir filmle ilgili böyle hissetmemiştim. Öyle ki, yazmamaktan neredeyse artık varlığını unuttuğum bloğuma geldim, film hakkında lafı uzatıyorum. Oysaki söylemem gereken tek bir şey var; o da muhakkak izleyin demek. Çok güzeldi, şahaneydi diye eklemek belki en fazla.   Filmin başrol oyuncuları Başak Köklük