Fotoğraf: Bünyamin Bulut Ondan ayrıldığım akşam, hayatımın en büyük kumarını oynadığımı henüz bilmiyordum. Daha önce de böyle olmuştu çünkü. Son zamanlarda gittikçe sıklaşan aralıklarla gitmemem için yalvarmaya, bir gün geri döndüğümde kendisini bulamayacağımı söylemeye başlamıştı. Hatta o son akşam kendisinden hiç beklenmeyecek bir hareket yapmış, kınaları gittikçe soluklaşan küçük zarif elleriyle yakamı tutmuştu. Ben, oynadığım kumarın büyüklüğünden habersiz, ellerini avuçlarımın arasına alıp öpmüş, “Korkma.” demiştim. “Korktuğun için sana öyle geliyor. Az kaldı, s...
Sinema, edebiyat, gündelik hayat ve daha pek çok şey hakkında aklımdan geçenler.